5.11.2018 Avrupa Birliği Evrensel Hukuku Partisi Ne Düşünüyor.
Hep kardeşiz dediğimiz Kürt Ulusunun da özgürleşme ihtimaline karşı inanılmaz düşmanca politikalar üreten TC dış politikasının, halklarımızı açlığa sürüklemesi ve gittikçe inanılmaz derecede sürükleyecek olmasına karşı uyarılarımızdır.
------------------------------------
5.11.2018 Avrupa Birliği Evrensel Hukuku Partisi Ne Düşünüyor.
Bugün de Rusya’nın siyaseti, Sovyet siyasetinin devamıdır. Yani ABD ile yaşanan kriz sebebiyle Erdoğan’ın kendini güvencede tutmak için seçtiği Rusya ile ittifak — Avrasya dış politikası — yönelimi, Türkiye için intihardır. Ruslar Atlantikçi Türkiye’yi NATO’dan kopartarak kendileri açısından bir zafer kazanacak. Rus Avrasyacılığının temel paradigması bu strateji üzerine kurulu. Rus dış politika stratejisini bilen tüm uzmanlar bu tehlikenin farkında. ABEH-P olarak buradan tarihe not düşüyoruz: Enver Paşa ve ekibinin Almanya ile girdikleri ittifak ilişkisinden daha ağır bir bedel ödenecektir. Bu hatayı yapanların tarihteki yeri, Enver-Cemal-Talat Paşalardan çok daha dipte olacaktır. Dahası, bu strateji, bekledikleri gibi kendilerini kurtarmaya yaramaz, sadece kendilerine zaman kazandırır.
STRATEJİK BİR KÖRLÜK İÇİNDELER
Erdoğan’ın sırtını yasladığı Avrasyacı derin yapı da stratejik bir körlük içindedir. Kendilerini ideolojik ve dış politik yayılmacı ihtiraslarına kaptırmış durumdalar. Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olan hırslı Osmanlı paşaları gibi, maceracı ve tehlikeli sularda, çok kaygan bir zeminde korkunç bir Rus ruleti oynuyorlar! İç politikada kendi perspektiflerinden ne kadar kontrollü ve temkinli hareket ediyorlarsa, dış politikada tam aksine o kadar dikkatsiz ve irrasyonel hareket ediyorlar. Fakat onlar da biliyorlar ki, Batı ile entegre bir Türkiye’de iktidarlarını devam ettirme ihtimalleri bulunmuyor. Bu nedenle onlar da kendi siyasi gelecekleri için memleketin âli çıkarlarını kumar masasına koyuyorlar. Bu bağlamda Erdoğan gibi onlar da ülkenin geleceğinden çok kendi bekalarına odaklanmış durumdalar. Ne acıdır ki, Türkiye’yi ve Türkiye insanını düşünen yok!
Hatalı dış politika tercihleri, iç politika yanlışlarından çok daha tehlikelidir. İçeride yapılan hataların maliyeti telafi edilebilir. Ancak dış politikada yapılan yanlışların maliyeti ağır olur. İttihat ve Terakki’nin hatalı dış politika hamleleri tüm Balkanların — nüfus çoğunluğu Türk olan doğu Trakya’nın bile — kaybedilmesine neden olmuştur. Bugün Rusya güdümüne girmenin bedeli de güneydoğu Anadolu’nun kaybedilmesine neden olacak gibi gözüküyor. Ekonomik çöküş ve Batıdan tamamen koparak Rusya güdümünde — Kazakistan veya Belarus gibi — yarı uydu devlet, yarı tampon bölge olmayı beraberinde getirme riski büyük olan bu şahsi hesaplara dayalı dış politika yöneliminden derhal vazgeçilmelidir. Türkiye eğer Rusya’nın kuzey Kafkasya’dan Suriye’ye uzanan Akdeniz rotasında güzergâh olmak istemiyorsa, derhal derin komadan uyanmalı ve gerçeklerle yüzleşmeli. Osmanlı hayali kuranların öncelikle 1920’de Osmanlı’ya ne oldu sorusunu ivedilikle kendilerine sormalarında yarar görüyoruz.