Stoklar bitinceye kadar zehir tüketmeye devam
Ülkemizde bitki koruma ilaçlarının kullanımını denetleyecek mekanizmalar eksik. Bu sebeple halkın sağlığında da sorunlar yaşanıyor
En korunaklı üretimin gerçekleştiği gıda ürünleri olarak belirtilen ihracat ürünlerinin zehirli madde kalıntıları sebebiyle Türkiye’ye iade edilmesi, dikkatleri iç piyasada tüketilen gıdalara çekti. Geçen yıllarda çiçek tripsi ve domates güvesi gibi zararlılar nedeniyle geri gönderilen gıda ürünleri, bu yıl en çok klorpirifos zehri nedeniyle iade ediliyor. Buna göre Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne (AB) ihraç ettiği gıda ürünlerinde 2013 ve 2014’te klorpirifos kalıntısı bulunmazken; 2017’de bu oran üst seviyelere çıktı. Zehrin AB’de 2015’in Ocak ayında yasaklanmasının ardından Türkiye’de de 31 Mayıs 2016’ya kadar piyasadan toplanıp, satışının yasaklanmasına karar verilmişti. Zehrin imalatı ve ithalatı durdu ancak, mevcut stoklar bitinceye kadar kullanılmaya devam ediliyor. Bu, iç piyasada tüketilen domates, biber, patlıcan, elma, armut, şeftali ve üzüm aracılığıyla zehrin yurttaşın sofrasına taşınması demek.
‘İmha edilmeli’
‘Tarımsal ürünlerin üretiminde böcekleri öldürmek için kullanılan pestisit’ olarak nitelendirilen klorpirifos zehrinin, stoklarda en az yıl sonuna kadar bitmeyeceğinin uyarısını yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, “Bu ürünlerin imha edilmesi gerekir. İç piyasada satışa sunulması sunulması anne karnındaki bebeği bile zehirler”dedi.
Satış sürüyor
7’sini ihraç eden Türkiye’de en fazla domates, biber ve asma yaprağında klorpirifos aktif maddesi görülüyor. Zehrin bayi satışlarına, toplatılma kararı olmasına rağmen devam ediliyor. Bu da, iç piyasada tüketilen gıda ürünlerinin zehir içermesi tartışmasını beraberinde getiriyor.
İhracatı düşürüyor
2016’da 18 milyon 694 bin ton meyve; 28 milyon 629 bin ton yas sebze üretimi gerçekleştiren Türkiye, bitki koruma ürün kullanımını artırdı; bu sayı ilaç firmalarının ithalatı da göz önüne alındığında 80 bin tona çıktı. Avrupa, Rusya ve Ortadoğu’ya yapılan ihracatın son 2-3 yılda ciddi derecede düştüğünü ifade eden Güngör, kullanılan tarımsal ilaçların da bu düşüşte etkili olduğunu söylüyor. Buna göre, ilaç kalıntısı ve klorpirifos içeren bitki koruma ürün kullanımını , en çok ihracatın yapıldığı AB ülkelerinde hızlı alarm sistemiyle farkedilip iade ediliyor.
Denetim eksik
Klorpirifos içeren bitki koruma ürünlerinin Türkiye’de kullanımının devam etmesinin, fiyatının ucuz ve kullanım alanının geniş olması sebebiyle insan, canlı ve çevre sağlığını olumsuz etkilemeye devam edeceğini belirten Güngör, kalıntı sorunlarının yaşanacağını dile getirdi. Türkiye’de en çok kullanılan ilaçların Glifosat ve klorpirifos aktif maddesi olduğunu anlatan Güngör, “Ülkemizde bu ilaçların kullanımını denetleyecek mekanizmalar eksik. Bu sebeple böyle sorunlar yaşanıyor” dedi.
Sağlığı bozan ‘pazar ’
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl 3 milyon kişi zirai ilaç zehirlenmesine maruz kalıyor. Her yıl en az 20 bin tarım işçisi de zirai ilaç uygulaması sebebiyle ölüyor. Bu ilaçların kullanımının tüketicilerde yarattığı hastalık ve ölüm vakalarının sayısal olarak tespitinin mümkün olmadığını belirten Özden Güngör, gıdalardaki kalıntıların vücutta biriktiğini söyledi.
Satış tutarı 600 milyon Avro
Zirai ilaçların yüzde 30’u Akdeniz Bölgesi, yüzde 17’si İç Anadolu Bölgesi, yüzde 19’u Marmara Bölgesi, yüzde 18’i Ege Bölgesi ve yüzde 12’si Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde kullanılıyor. Türkiye’de tüketilen pestisitin yıllık satış tutarı ise 600 milyon Avro’yu geçiyor.